Çay, işlenmiş yapraklarının kaynatılmasıyla veya haşlanmasıyla içecek elde edilen bir bitki türüdür. Çay çalısının bilimsel ismi Lat. Camellia sinensisdir. Çay, çalının yapraklarının fermantasyonu, ısıtılması, kurutulması ve bazen diğer meyve veya bitkilerle karıştırılması sonucu elde edilir. Ülkemizde çay, sadece Gürcistan sınırından başlayan ve Fatsa'ya kadar uzanan alan içerisinde yetiştirilmektedir.
Türkiye'de yaygın olarak çay, Doğu Karadeniz bölgesinden toplanan çay yapraklarından yapılan kırmızı renkteki içecek için kullanılır.
Bir çay çalısı.
Çayları bir çok kritere göre sınıflara ayırmak münkün olmakla beraber; üç temel çay çeşidi vardır. Bunlar, siyah çay, yeşil çay ve beyaz çaydır. Bunların dışında, yetiştiği bahçe, yaprak boyutu, işleme yöntemi, fermantasyon yöntemlerine göre de sınıflara ayırmak mümkündür. "Bitki çayı" terimi meyve ve bitkilerin işlenmesi ile elde edilen içecekleri kapsar. Kuşburnu gibi bitki çaylarında gerçekte çay yaprakları yoktur. Bazı bitkilerin aromaları çaylara eklenerek meyve ve bitki aromalı çaylar elde edilmektedir.
Hazır çay demleme poşetleri
Çay; tein, kafein, teofilin ve antioksidanlar için doğal bir kaynaktır. Ancak neredeyse hiç karbonhidrat, protein ve yağ içermez.
Dünyada en önde gelen çay üretici ülkeleri şunlardır:
Hindistan, Srilanka, Çin, Türkiye, Kenya, Endonezya, Malawi, Vietnam.
Çayın Avrupa’da ilk söz edilişi ise binlerce yıl sonra, 1559 yılında gerçekleşir. 1606 yılı ise çayın Avrupa’yla tanıştığı yıl olarak tarihe geçer. 1635 yılından sonra, Hollanda ve Fransa, Avrupa’da çay tüketimine öncülük eden ülkeler olurlar.
İlk demlik örneklerinin Çin’den Avrupa’ya ulaşması ise 1650 ’li yıllarda gerçekleşir.
Çayın Amerika’ya ulaştıran ise Peter Stuyvesant ’tır. Bugün New York olarak anılan New Amsterdam ’a yerleşen Hollandalı koloniler, Amerika’nın ilk çay tiryakileri olarak tarihe geçerler. Çaya bilimsel adının yani Camelia sinensis ’in verilişi ise 1753 yılına rastlar. 1800’lü yıllarda, Avrupa ve Amerika’da yavaş yavaş çay endüstrisi boy göstermeye başlar.
Thomas Lipton’un ilk dükkânı da 1871 yılında, İngiltere / Glasgow ’da hizmete girer. 1890 yılına gelindiğinde Thomas Lipton, Seylan ’da ilk çay tarlasını satın alır. Hindistan’dan getirilen çay tohumları 1903 yılından itibaren Kenya ’da yeşermeye başlar.
Amerika’da, sıcak havalarda çay satmakta zorlanan Richard Blechynden , çayı soğuk halde sunmayı akıl eder. Amerika kökenli Ice Tea kavramı da işte bu tesadüfle doğar. Poşet çayın keşfi ise 1908 yılında gerçekleşir.
Üst sınıflara hitap eden pahalı bir içecek olmaktan uzaklaşarak gitgide herkes tarafından tüketilen bir içecek haline gelen çay, çeşitli yeniliklerle birlikte gelişmeye devam eder.
Günümüzde ise, bir yıl içinde dünyada tüketilen Lipton sıcak çaylarıyla tam 3 bin 660 adet olimpik yüzme havuzu doldurmak mümkün. Dünyada en çok çay tüketen ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığının da unutmadan altını çizelim. 1900’lü yıllara kadar çayı tanımayan ve tam bir ’kahve tiryakisi’ olan ülkemizde bugün çay, sudan sonra en sık tüketilen içecek haline gelmiş durumdadır.
Türkiye Dünyadaki en çok çay içilen ülkelerden birisidir. Fakat çayı doğru içiyor muyuz acaba ?
Çay için en önemli nokta demlemektir. Demlenme süresi, demlenme şekli çayın tadını değiştirmektedir. Aynı marka çayı, aynı suyla, aynı çaydanlıkta demleyen iki kişinin çayları arasında bile çok büyük fark bulunabiliyor. Şimdi gelin ideal çay demleme metodlarına bakalım.
Her çayın demleme süresi farklı olmakla birlikte ülkemizde kullanılan fermante siyah çaylar için ideal süre 5 dakika.
İyi bir çay demlemek için üç şey gerekli: Su, çay ve çay takımı… Çay ne denli iyiyse, sert ve kireçli suya karşı o denli hassas bir tepki gösterir. Stephan Reimertz, ‘Çayın Kültür Tarihi’ adlı kitabında dördüncü unsur olarak havayı da ekliyor.
* Çay demliğinin metal olmaması ve deterjanla yıkanmaması gerekir. Demlik; toprak, porselen ya da cam olabilir. Gümüş bir çaydanlık kullanıyorsanız bunun içinin porselen olmasına özen gösterin.
* Çayı sıcak ve nemli ortamlardan uzak tutun. Kavanozda saklayın ancak uzun süre bekletmeden taze iken tüketin.
* Çayı asla bekletilmiş suyla demlemeyin. Aksine mineraller açısından zengin bir suyla çok güzel çay demleyebilirsiniz. 10 saniye gibi kısa bir zamanda kaynayan su ile çayınızı demleyin.
* Kaynayıp soğumuş suyu tekrar kaynatarak çay demlemeyin.
* Demliği önceden ısıtın, çünkü su dökülürken demlik öyle ısı kaybeder ki, çayı çay yapan reaksiyon gerçekleşmez.
* Uzmanlar 100 ml su için 2 gr çay öneriyorlar.
* Her çayın demleme süresi farklı olmakla birlikte ülkemizde kullanılan fermante siyah çaylar için ideal süre 5 dakika.
Aşağıda yaygın olan bazı çay çeşitleri/türleri tanımlanmıştır. Bu liste sadece seçilmiş bazı çayları göstermektedir, bunların haricinde farklı ülkelerde bulunan bir çok yerel çay çeşidi vardır.
Bancha
Kaynak
Bancha Japonya'da bulunan bir çeşit yöresel çaydır. Bu çay Sencha'nın üretimi esnasında meydana gelmiştir ve iri tanelidir, kafein miktarı az tanin miktarı bakımından zengindir.
Chun Mee
Kaynak
Çin kökenli olan bu yeşil çay uzun,yuvarlak yapraklı bir çaydır.
Darjeeling
IX. yüzyılın başlarında İngiliz sömürgeleri sistematik olarak Himalayalar'ın eteklerine büyük çiftlikler kurdular. Güçlü dağ güneşi ve akşam saatlerindeki düşük sıcaklıklar çay çalılarının özellikle yavaş büyümelerine neden oldu, bu da bu çaya farklı, hafif bir aroma kattı. Darjeeling çayı dünyadaki çay çeşitleri arasında en değerli ve en pahalı olanlardandır.
Dimbula
Seylan' ın batısında yetişen bir çaydır. Bu çaylar birinci sınıf iyi olgunlaşmış çaylardır.
Dooars
Hindistan'ın kuzey bölgelerinde yetişen ve Assam 'ın batısında yerleşmiş olan bir çay çeşididir. Assam çayının keskin bir lezzeti vardır.
Dragon Pearl
Oldukça nadir bulunan özel bir çaydır. Elle rulo haline getirilmiş, yeşil yaprakları ve gümüş uçları vardır (aynı zamanda gümüş iğneler olarak bilinirler).
English Breakfast
Kaynak
İngilizler'in damak tadında olan bir harmandır. Her zaman Assam ve Seylan çaylarının harmanlanmasıyla elde edilir.
Genmaicha
Kaynak
Kavrulmuş esmer pirinç ve patlamış mısır içeren bir Japon çayıdır. Hoş bir aroması olan mat koyu renkli bir çözeltidir. Hafif tuzlu, hububat tadı veren bir içecektir.
Green Monkey
Çin'in kuzeyinde yeralan Fujian şehrindeki Tai-Mu dağları bu nadir bulunan çaya ev sahipliği yapar. Bu çayın elde yapılması ona farklı taze, içimi kolay bir özellik katar.
Green Mu Dan
Yeşil çay gülü. Bir çay gülü 50 küçük filizin biraraya getirilip bağlanmasıyla oluşturulur. Üzerine sıcak su döküldüğü zaman güzel, hoş bir aroma açığa çıkar.
Green Pekoe
Çin'in Fujian şehrinde yetişen; ince, dikkatlice rulo şekline getirilmiş sivri uçlu yaprakları olan bir çay çeşididir. Taze, hoş bir tadı olan mat yeşil renkli bir çözelti oluşturur.
Gu Zhang Mao Jian
Quishui nehri boyunca uzanan Wuyi dağlarında yetişen bir Çin çayıdır. Hafif tatlı, kestane tadında bir çaydır. Baharda 10 gün içerisinde hasat edilir ve hafif fermente edilir.
Gunpowder
Kaynak
Sert, yaprakları sıkıca rulo haline getirilmiş bir yeşil çay çeşididir. Bu yapraklar bir kazan içerisinde avuç içinin yardımıyla homojen toplar oluşturacak şekilde rulolar haline getirilir.
Gyokuro
Çok özel bir Japon çayıdır. Ince çiğ damlası olarak bilinen özel bir çaydır. Tanin miktarını azaltmak ve kafein miktarını arttırmak için hasat öncesi bu bitkiler pirinç hasırlar veya folyo ile gölgelik yapılarak ışıktan korunur.
Hazelbank
Hindistan'ın Assam bölgesindeki canlı küçük bahçelerde yetiştirilen bu ürünler dünyanın en iyi çaylarından biridir. Ünlü sosyal hizmetli Dr. Mead'ın kızkardeşi Hazel'den sonra bu ismi aldı. Hazelbank'ın büyüklüğü, şekli ve dolgunluğu onun ticari çaylar arasında favori olmasını sağlamıştır.
Highgrown
Seylan adasının dağlık bölgelerinde yetişen, nefis aromalı, oldukça mat bir çay çeşididir.
Hui Ming
Hui Ming çayı adını Çin'in güneyinde bulunan Zhejiang şehrindeki Juingningde bulunan Huiming tapınağından almıştır. San Francisco'da 1915 yılında Panama kanalının açılış töreni ile aynı tarihe rastgelen -her ülkenin en iyi ürününün seçileceği- bir sergi düzenlendi ve burada Çin çayı en yüksek oyu toplayarak altın madalya aldı . Bu olay nedeniyle bu çay Gold Medal Hui Ming olarak bilinir.
Jasmine tea
Kaynak
Muhtemelen en iyi bilinen aromalı bir Çin çayıdır. Özellikle körpe beyaz yasemin çiçeği kokusundadır, bu çiçekler toplandıktan sonra 20 saat içerisinde kokularını yitirdikleri için çaya istenilen aromayı verebilmesi için toplandıktan hemen sonra çaya eklenmelidirler.
Java
Java; kuru dönemde üretilen keskin, koyu renkli, lezzetli bir çaydır. Birinci kalitedir.
Keemun
Kaynak
Küçük, ince ve siyah yapraklı tatlı bir aroması olan klasik Çin çayıdır. Kafein miktarı diğer siyah çay çeşitlerinden daha azdır. Tanen miktarı az olduğu için Rus çaylarında bileşen olarak kullanılır.
Kokicha
Bir Japon spesiyalidir. Yeşil çay bazı özel prosesler ile tekrar sıkıştırılmadan önce ufaltılır ve küçük, uzunlamasına parçalar halinde kesilir.
Kwai Flower
Bu Çin çayı Kwai Flower adını osmanthus çiçeğinden alır. Bu, güçlü aromaya sahip hoş kokulu bir bitkidir. Bu bitki Çin'de örneğin şeker ve şarap gibi çeşitli besin maddelerinin üretiminde de kullanılır.
Lapsang Souchong
Kaynak
Çam agacı kökünün dumanı ile tatlandırılmış, siyah klasik bir Çin çayıdır.
Lung Ching
Düz, uzun yapraklı yeşil Çin çayıdır. Yapraklar ilk önce parmaklar ile gerilir ve düz olarak basılır.
Matcha
Yeşil toz haline getirilmiş Japon çaylarıdır, Japonlar genelde bu çayı törenlerde kullanır.
Muscatel
Darjeeling bölgesinden gelen bir çaydır, ikinci kızarma döneminden sonra toplanır.
Pai Mu Tan
Anlamı “Beyaz Lakayık” dır, bu beyaz çay lezzetli bir çiçek aromasına sahiptir. Bu çay uçlardan (gümüş iğne) ve bitkinin en üstünde bulunan açık yeşil yapraklarından üretilmiştir, açık yeşil renktedir ve hafif buharla buğulanmıştır. Beyaz çaya bakınız.
Pettiagalla
Nefis bir tadı olan, uzun tel gibi yaprakları olan, oldukça aromatik bir çaydır. Ekili olduğu alan Balagonda bölgesinden 1000 m yükseklikte yer almaktadır.
Pi Lo Chun
Telimsi yapraklı, farklı taze bir kokusu olan ve meyve tadında yeşil bir çaydır (yeşil bahar salyangozu).
Pu Erh
Kaynak
Pu Erh (Pou Nei); Çin'in Yunnan şehrinden gelen, güçlü bir lezzeti olan, dolgun yapraklı bir çay çeşitidir. Bu çay ismini Pu Erh kentinden almıştır, toprağımsı bir aroması vardır. Pu Erh genellikle geleneksel metotlar ile üretilir ve bunlar yaklaşık 2000 yıl önceden beridir Çin'de kullanılmaktadır.
Sencha
Kaynak
Sencha; uzun, düz yaprakları olan Japonya' daki en popüler çay çeşididir. Japon Sencha'sı taze hafif tatlı bir tada sahipken Çin Sencha'sı taze esrarı anımsatan ve oldukça aromatik bir lezzettedir.
Silver Sprout
Silver sprout hilal şeklinde yaprakları olan, sarı-yeşil renkte çözelti oluşturan ve oldukça taze, hafif aromalı bir çay çeşididir.
Snow Buds
Beyaz uçları olan ve hoş beyaz çay karakterinde yeşil bir çaydır. Çözeltisi bal rengindedir, hafif, güzel bir tadı vardır. Beyaz çaya bakınız.
White tea (Beyaz Çay)
Beyaz çayın başlıca bulunduğu yerler Çin'in güneyindeki Fujian'ın dağlık bölgeleridir. Yaprakları açık havada yavaş ve hafifçe buğulanmıştır ve oldukça dikkatli bir şekilde muhafaza edilmelidir. Sadece tomurcuk (gümüş iğne) ve en üstteki iki yaprak toplanır.Tanen ve kafein miktarı çok düşüktür.
Young Hyson
Çin'in Zhejiang şehrinde yetişen bir Çin çayıdır. Kalın, yeşil- sarı yapraklar proses esnasında ince, uzun rulolar haline getirilir. Çözeltisi koyu yeşil renklidir.
Yunnan
Yunnan çayın doğduğu yer olarak adlandırılır. Çin'in güney doğusunda bulunan bu şehir hala oldukça güclü aromalara sahip, dolgun yaprakları olan altın uçlu çaylar yetiştirmektedir. Assam ile bazı benzerliklere sahip olabilir.
5000 yıllık tarihe sahip çay her ne kadar Türklerin yaşamına geç girmişse de temiz girmiş. Gün boyunca çay içmemizin yanı sıra, kendimize özgü demleme usulü, ince belli cam bardaklar, kıtlama çay gibi katkılarımızla çayın kültür tarihine eklediklerimiz gözardı edilemez. Bunlardan ilki, iyi bir çay demlemenin olmazsa olmaz kurallarından biri olan demliğin sıcak olması şartını, demliği çaydanlığın üstüne oturtularak, ustaca ve güzelce çözümlememizdir.
Buna karşın; çayın acıyıp tadının bozulmasını önlemek için; demledikten sonra, çayı süzdürüp başka bir demliğe boşaltmıyoruz o da işin ayrı bir yanı.
Peki Türk çay kültüründe olmayan; Amerikan icadı poşet çay, çay topları ve ağları, fazla aromalı çaylar, çaya çok süt ve limon koymak, çayı metal demlikte demlemek yani çaya karşı özensiz davranmak.
Türkler, Anadolu'ya gelmeden öncede çayı bilmelerine karşın; çayın Türkiye'ye gelmesi ancak birkaç yüz yıl önceye dayanmaktadır. Çay içiminin Anadolu'da yaygınlaşması 19. yüzyıldan itibaren olmuştur. Türklerde çayın yaygınlaşmasına ilişkin şöyle bir hikaye anlatılır:
Hoca Ahmet Yesevi bir gün Hıtay sınırında Türkistan karyelerinden birine misafir olur. O gün hava çok sıcak olduğu için çok yorulmuştur. Evine misafir olduğu Türkmenin komşusunun zevcesi doğum yapmak üzeredir. Türkmen, Hoca Ahmet Yesevi'den dua ister, Ahmet Yesevi de dua eder. Allah'ın izniyle Türkmenin isteği hemen olur. Türkmen bu duruma çok memnun olur. O yörenin önemli bir ikramı olan çay kaynatıp getirir. Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra, "Bu şifalı bir şey imiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin" diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur.
Halk kültürü ve etnografyasında çay önemli bir yer tutar. Çay bugün sosyal hayatımızda yerini dolduramayacak derecede sağlamlaştırmış, onun etrafında oluşan kültürüyle birlikte yaşamaktadır.
Sabah kahvaltısından gecenin geç saatlerine kadar hayatımızın içinde bulunan çay, değişik kültürel değerlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Çayla ilgili; tekerlemeler, bilmeceler, mani ve türküler, ilahiler, efsaneler, fıkralar, gelenek ve görenekler başlı başına kültürel değerlerdir. Hatta, çay kelimesi Çince olduğu halde, sözlüklerde ve deyimlerde yerini bulmuş geniş bir kelime ve deyim sayısına ulaşmıştır. Çay, Çay Bahçesi, Çay Bardağı, Çay Demlemek, Çay Fincanı, Çay Fidanı, Çay Fidesi, Çay Kaşığı, Çay Takımı, Çay Vermek, Çay Molası, Çaycı, Çaycılık, Çaydanlık, Çay Parası, Çayevi, Çaygiller, Çayhane, Çay Kazanı gibi kelimelerin yanında; Tavşan Kanı Çay, Çay İçmek, Kıtlama Çay, Çayı Höpürdetmek, Çay İkram Etmek, Paşa Çayı gibi deyimlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Yetiştirilmesinden, hazırlanıp tüketilmesine varana kadar olan çay kültürü, bir çay etnografyasını da ortaya çıkarmıştır. Çay kesilmesine yarayan makaslar, sepetler, kutular, demlikler, semaverler, çay kazanları, bardaklar, fincanlar, kaşıklar, tepsiler vb. hepsi çay kültürünün etrafında oluşan etnografik maddelerdir.
Bunlardan en önemlisi, çayın kendisinden ayırd edemeyeceğimiz semaver kültürüdür. Semaver 19. yüzyıldan itibaren Ortaasya'da yaygın olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Ahmet Yesevi'den gelen mirasla çayın şifalı olduğuna inanıldığı gibi, semaverin de şifa dağıtıcısı olduğuna inanılır hale gelmiştir. İnsanlara bir hayat, muhabbet verici, dertlere deva olarak görülür. Semaverin şifa dağıttığına o kadar inanılırdı ki hamam çıkışında ve mevlitlerde insanları rahatlatmak için semaver kaynatılır ve çay içilirdi. Semaver edebiyatımızda da başlı başına bir yer tutmaktadır. Semaver şifahaneye benzetilmiştir.
Daha düne kadar yurdumun kahve ve çay bahçeleri "cafe"lere özenerek cam bardağı ortadan kaldırmış, porselen ya da cam fincanlarda servis yapmaya başlamıştı. Bir de tabii poşet çay girdi ki yaşamımıza, "cafe"lerin dışında kimi evlerde de yüz yıllık çay demleme usullerimiz hemen rafa kaldırıp demlik poşeti çaylar fincanda sunulmaya başlandı. Allah'tan şimdilerde, turistlere porselen/seramik fincanda poşet çay sunmanın pek de zekice bir şey olmadığı kavranmaya başlandı. Bunda "Yunanlılar ince belli cam bardakta çay veriyormuş" haberinin etkisi oldu mu bilmiyorum ama son zamanlarda, "cafe"lerden başlayarak, çay bahçelerinde de çay severlerin ısrarı üzerine ideal boyutta olmasa da cam bardaklar kullanılmaya başlandı. Hani şu nedense "Ajda Pekkan bardağı" denen iri bardaklar. Ama gerçek çay severlerin gönlünde yatan küçük, ince belli bardaklar tabii ki.
Gün boyunca çay içmemizin yanı sıra, kendimize özgü demleme usulü, ince belli cam bardaklar, kıtlama çay gibi katkılarımızla çayın kültür tarihine eklediklerimiz yadsınamaz, hele destanlarımıza, türkülerimize, ilahilerimize ve manilerimize de girdiği hatırlanırsa...
Çay'dan bahsedilirde Erzurumlu'dan bahsedilmez mi? Çayi Rizeliler yetiştirir. Ama çayi da Erzurumlular içer. Erzurum'da çay bir başka içilir. Herkes çay içer ama Erzurumlu bir başka çay içer. İçer içer de... neler der neler...
Oğul
Şekerim kalmadı kahvem tükendi
Bilmem gidem hangi attara oğul
Takatım kesildi gönlüm bulandı
Cebimde de yoktur on para oğul
Bir gün çay içmezsem tutar isitma
Hem de bana dersin doktora gitme
Takdirin bu diye iftira etme
Tedbirime ara bir çare oğul
Fakirler bağinda baykuşlar öter
Bu nasil zamandir gün günden beter
Billurlar fincanlar yüzüstü yatar
Çay takimi oldu kapkara oğul
Der Zülâlî tiryakilik bilindi
Gözlerimin işiklari silindi
Bu sebepten semaverim delindi
Kaynadi döndü pinara oğul
Posoflu Aşık Zülali
Oflu Hızır'dan Çay Destanı
1
Yarum gitti çaylığa
İslatti fistanuni
Dinle Ofli Hizirdan
Bu çayun destanini
2
Evde parkta bahçede
Seyrettum içenleri
Hiç birisi pilmeyu
Eziyet çekenleru
3
Mayis ayi geldi mi
Başlayi bir curcuna
Onlari durduramaz
Ne yağmur ne furtuna
4
Ev işin hallettu
Doğru çayluğa sapti
Yetmiş kiloluk sepet
Sirtindan yara yapti
5
Boş arazimuz yoktur
Heryeri doldurduk çayluk
Kalmadi köyümüzde
Ne misirluk ne findukluk
6
Oradaki ekisperler
Torpilinun ajani
Fazla çay veremezsun
Uygularlar kontenjani 7
Morali bozuldi mi
Çaylari seçtirecek
Arkanda dayun yoksa
Eziyet çekturecek 8
Her sene devam eder
Mayis Temmuz arasi
Bu kadar eziyete
Helaldur çay parasi 9
Bütün Rize bitecek
Sira Of'a gelecek
Zaten alduğun para
Borcuna yetmeyecek 10
Yolu yok yordami yok
Her tarafi tik bayir
Bu çilekeş bacimi
Kyir Allahum kayir
11
Senelerdur yük taşir
Rahatsuzdur belunden
Ne yapsun Ofli Hizir
Bir şey gelmiyu elinden
Kemenceci Hasan Yazıcı'dan Çay Destanı
1
Biraz da anlatayim
Başima gelenleri
Bu yaz çay güldürecek
Bizim Rizelileri
2
Gelirimiz bu çaydi
Zata evvelden beri
Arka isti yatayi
Fabrika işçileri
3
Çay kesmek bir iş değil
Muhim olan satmasi
Nerden çikti ortaya
Bu kontenjan davasi
4
Kimun aklina geldi
Bu Allah'in belasi
Hiç hoşuma gitmeyi
Ekisperin havasi
5
Ekisper bakti çaya
Ben de yaktim sigara
Dedi çayin bozuktur
Bunu bi temiz ara
6
Her sene iyi idi
Şu Rize'nin havasi
Bu yaz güneş görmedi
Soğuk geçti burasi
7
Yağmur çamur çalişir
Zengin fukarasi
Cebumuze girmedi
Mubarek çaya parasi
8
Aradiim iki saat
Gine temiz olmadi
Dedum ulan Yazici
Sana akil kalmadi
9
Benim darlandigimi
Ekisper de anladi
Çayi koydu kantara
Baktilar bir deftere
10
Dediler bir kilo fazla
Al koy oni bir yere
Zaten kafam dumanli
Döktüm oni deereye
Mani ve Atma Türkülerde Çay
Geliyi mayis ayi
Toplayalim çaylari
Gidelim fabrikaya
Alalim paralari
Giderdi Şam'a şarka
Irizenn ketani
Şimdi cana can katar
Çayinin bir fincani
İnce kalem kaşlarin
Kemençe yayi gibi
Kirimizi dudaklarin
Rize'nin çayi gibi
Kiz idin oldun kadin
Hiç eksilmedi tadin
Çay filizi kirmaya
Olayim mi irgadin
Çay makasi elune
Çaylari toplayisun
Nişanu ettuk bitti
Duğuni bekleyisun
Hep topladuk çaylari
Daha geri kalmadi
Çokda uzun kesmişuk
Ekisperde almadi
Yağmur yağar islanir
Çay fidaninin dibi
Anan seni sevmeyi
Benim sevdiğim gibi
Çay mahsuli çoğalmiş
Rizenun her yerine
Çay tamilari benzer
Esmer güzellerine
Gel çikalum çıkalum
Ha buradan yukari
Çay topliya topliya
Belum oldi kukari
Bir bak hele bak hele
Kar yağmiş yaylalara
Yaşasun Karadeniz
Çay dolmuş tarlalara
İki taş atacağum
Bahçenuzdaki nara
Çay paralari gider
Raki ile komara
Rize bağluklarinda
Pembe güller açayi
Gel gidelim Rize'ye
İçelim Rize çayi
Rize cüzel memleket
Çay kokayi gül gibi
Rize'ye doymak olmaz
Parlayi yulduz gibi Yekün Rize dağlari
Verilmiş çay güline
Çay fidanlari benzer
Esmer güzellerine
İlahilerde Çay
İçin Aşıklar İçin
Bu Sohbetin İçinde
Çay Sohbetine
Doldur Aşık
Gül bülbülü çok sever
Daima Hakk'ı över
Çayı koyu demleyin
Şeyhim çayı çok sever
Semaveri yakınız
Hemen kalbe bakınız
Kalbe kandil takınız
Bu sohbetin içinde
Kimselerin aklı ermez
Çay sohbeti hikmetine
Çünkü ezelden uğramış
Mürşidinin ülfetine
Bülbül aşkin cenginde
Dök çayi gül renginde
Erenler meclisinde
Doldur aşık çay doldur
Çaylar afiyet olsun
Kalbimiz nurla dolsun
Hak bizden razi olsun
Doldur aşık çay doldur
Gül bülbülsüz açılmaz
Çay lüzumsuz içilmez
Nakşiler, Kadiriler
Sohbetinden geçilmez Verin çayı içelim
Bu alemden göçelim
Hak batılı seçelim
Bu sohbetin içinde Lezzeti cennet şarabı
Şad eder içen harabı
Gönülde hikmet kitabı
Dolar bu çay sohbetine Çay piştiyse getirin
Aşiklara içirin
Çok selavat getirin
Doldur aşık çay doldur Çaylarin içi baldir
Şeytani ortadan kaldir
Kevser şarabina daldir
Doldur kardeş çay doldur
Çayın rengi güldendir
Doldurması sizdendir
İçin aşıklar için
Çay sahibi bizdendir Bunda çayı içtiler
Bu cihandan geçtiler
Kanatlanıp uçtular
Bu sohbetin içinde Lezzetini içen bilir
Dü cihandan geçen bilir
Türlü mercan saçan bilir
Gelin bu çay sohbetine Çaylar gelsin içelim
Sirati asan geçelim
Cennetine göçelim
Doldur kardeş çay doldur
Demliğin kendi sari
Üç bardaktir karari
Fazla iç yok zarari
Doldur canim çay doldur
Türkülerde Çay
1
Kimin ağriyir cani çay
Okşayipti mercani çay
Min bir derdin dermani
Çay, çay, çay
Tüm dertlerin dermani
Çay, çay, çay
2
Armudi istikanda çay
Üreğimiz yananda çay
Yaranlisan dağlisan
Çay, çay, çay
Etirlisen bağlisan
Çay, çay, çay
3
Her kime gelse konak çay
Lazim değil soruşmak çay
Geler yemekten kabak
Çay, çay, çay
Versin yemeşten kabak
Çay, çay, çay 4
Kişin karli çağinda çay
Yayda gün kabağinda çay
Gelsinler sorağinda
Çay, çay, çay
Gezir her dudağinda
Çay, çay, çay 5
A gülim heyyyy!
Adin gezir elleri çay
Kimin yoksa heberi çay
Okşayipti mehmeli
Bolca isin demleri
Çay, çay, çay
6
Üreğim çay, çay, çay
Etirim çay, çay, çay
Mehmedim çay, çay, çay
Gözelim çay, çay, çay
Çay Destanı
Erzurumlu ve Çay (5)
Yaptiğimiz yöreyle ilgili toplamalarda, 1895 yilindaki kolera salgininda bölgenin vali paşasinin insanlara, şehrin kavşak noktalarina koydurduğu dev kazanlarda kaynattiği dev kazanlarda demlettiği çayi içirdiğini kaydetmişiz. Kolera savaşinda, hele ilaçlarin olmadiği devirlerde tek çare mikroplari öldürerek insanlarin hastalanmalarini önleyebilmekteydi.
Böylece hastalikla başa çikabilmişler. Sonra çay içme bir alişkanlik olmuş bu şehirde. Sebze meyve de olmadiğindan vücudun su ihtiyaci çayla karşilanmiş. Demiryolu gelip, üretim merkezleri yakinlaşinca çayin önemi azalmiş ister istemez.
Çayin kültür tarihini yazanlar ne yazik ki Erzurum'daki çay adetlerinden bahsetmiyorlar. Erzurum'da yaşayan insanlar yazıyor mu ki bu konuları?
Eski devirlerde bir kantariye mağazasinda şunlar bulunurdu: şeker, çay, kahve, sigara, kibrit, sabun, tarçin, havlucan, kara ve kirmizi biber, baharat, kova ve inşaat malzemesi. O zamanlarda Erzurum'da kantariye üzerine iş yapan kuvvetli müesseseler mevcuttu. Nemlizadeler, Rum Kabayanidi gibi koskaca birer hani işgal ederek kantariye ticareti yapan büyük tüccarlar dahi bulunmakta idi. Erzurum'un ithal ettiği şeker; büyük miktarlara baliğ olur, şekr nakliyati deve, at, mekkareleri, çift atli, dört atli arabalarla yapilirdi. Van, hakkari, Bitlis, Muş gibi vilayetlerin şeker ihtiyaci, Erzurum'dan gönderilen ikiyüz, üçyüz çuvallik partilerle temin olunurdu.
Şeker ithalati hassaten Fransa'dan ve bir miktar da Rusya'dan yapilirdi. Rusya'dan gelen mallar arasinda semaver de sayilmaktadir. 1914 senesinden evvelki ithalat: Trabzon iskelesine transit çikartilan ithal mallari: Şeker, çay... İstanbul'dan mübayaa edilen... şeker, çay, kahve... Rusya'dan Kötek kapisi tarikiyle ithal olunan...
Semaver......
bir kısım sahil halkı da at ve katırları vasıtasıyla Erzurum'un tütün, şeker, çay... gibi mübrem ihtiyaçlarini karışılamışlardır. Ruslar ile yapilan ticari anlaşmada Erzurum tüccarları Ruslarin Erzurum'daki mümessiliolan Zorkorstorg şirketiyle anlaşmalar yapmişlardir. Ruslara canli hayvan ve hayvan mahsülleri satarak onlardan şeker, tuhafiye ve manifatura almişlardir. Komşu vilayetlerin ticaret adamlari ... kantariye... ihtiyaçlarini Erzurum'dan karşilarlardi. Kantariyecilerin büyük çoğunluğu Kongre Caddesi ve Hacilar Hani civarinda yerleşmişlerdi.
Nasil bağlayalim bunu? Rize'de üretilen, siyah Doğu Karadeniz çayindan bahsediyoruz. Yaylalardan, kartal yuvasi benzeri yerlerden aşaği bakarsin, islanmakta olan çay bahçelerini görürsün. Hani oralar yurdumuzun yağmur turizmi bölgeleridir.
"... bu havali ahalisi çay istimaline be-gayet mümhemikdirler. Zengin fukara her kim olursa olsun umumiyet üzre sabahları hanelerinde çay istimal ettikleri gibi; kıraathanelerde kahveden fazla çay sarfiyatı vuku buluyor. Arabacılar, kiracılar yollarda konak mahallerde rençberler dahi hanelerinden ma'ada tarlalarda, harmanlarda tedarik ettikleri teneke semaverler ile çay kullanırlar. Bu havalide çay otuz 30 seneden beri taammün etmiştir. Bir iki seneden beri darçın menku'u çay makamında istimale başlamış ise de adem-i taammümü hakkında verilen müzekkere-i acizanem üzerine bir dereceye kadar önü alınmaktadır. (6)
Dr.Şerif Soylu